Yakın zamanda keşfedilen bir canlı ölümsüzlüğün kısmen de olsa var
olduğunu hissettirdi. Çünkü bu canlı yaşlılığa bağlı bir nedenden ötürü
ölmüyor, yani yaşlanmıyor. Tabi ki tamamen ölümsüzlük anlamı
çıkarılmamalıdır bu keşiften. Çünkü bir hastalık veya dış etkenden (
avlanma vb. ) dolayı bu canlı da ölebilir.
Bahsettiğimiz canlı türü, Turritopsis Nutricula ismi verilen bir
denizanası. Turritopsis Nutricula, ölümsüz denizanası manasına geliyor.
Bu denizanası, diğer denizanası türlerinde olduğu gibi yaşamları iki
farklı dönem üzerinden incelenir. Yani bu türün ait olduğu grup, polip
ve medusa dönemleri olarak incelenir. Turritopsis Nutricula da bu
dönemleri normal olarak yaşar. Ancak diğerlerinden farkı o dönemleri aşıp farklı bir şekilde hayatlarına devam etmeleri.
Turritopsis Nutricula, normal gelişen iki dönemin ardından hayat
döngüsünü devam ettirir ve polip döneme geri döner. Biraz daha açarsak;
Turritopsis Nutricula yavruları normal olarak polip dönemi yaşarlar.
Daha sonra bu dönemi takip eden medusa dönemine girerler ve bu süreci de
normal geçirirler. Bu dönemde ürerler. Bu üremenin şekli eşeylidir.
Normal denizanaları bu dönemin ardından yaşlanmaya başlarlar ve zamanla
ölürler. Ancak Turritopsis Nutricula, bu dönemin ardından yaşlanmaz ve
polip döneme geri döner. Bu işlem sürekli gerçekleşir ve bu da
yaşlılığın önüne geçer. Yani Turritopsis Nutricula, sürekli olarak
gelişir ve tekrar yavru haline gelir. Henüz bu keşif çok yeni ve bu
yüzden bu denizanası türüne ait çok araştırma mevcut değil. Ancak yeni
araştırmalar sonucu insanların da sürekli dilinden düşmeyen gençleşme, anti-aging
( yaşlanma karşıtı ) vb. ifadeler tam manasıyla gerçekleşebilir. Bu
denizanaları üzerine yapılacak deneyler sayesinde birçok hastalığa çare
bulunabilir. Bilim dünyasında heyecan yaratan bu keşif oldukça ilgi
topladı ve araştırmalar hız kazandı, yabancı makaleler arttı. Ancak
Türkçe bilgiler henüz sınırlı durumda.
Bu canlıyı ayrıntılı incelemek isteyen ve yabancı dil bilenler için şu yabancı makaleler faydalı olacaktır:
Jellyfishfacts
Sciencepub
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder